MİNİMALİZM : AZICIK AŞIM AĞRISIZ BAŞIM !


Bu yazımda bir hayat felsefesi olan minimalizm(sadecilik)den bahsedeceğim.Minimalizm ne demek,minimalist yaşam tarzı nasıl olur bunları irdeleyeceğiz. Olayın özüne bakarsak peygamberimizin sünneti seniyyelerinin bir yansıması , islamın temel yaşam tarzı düsturu olan dünyada ise minimalizm adı ile vuku bulmuş felsefi bir akım. Daha çok İslamda minimalizme değinecek olsam da genel hatlarıyla konuya bir bakalım .Son sözü en başta söyleyip azıcık aşım ağrısız başım diyelim ve devam edelim.


Son yıllarda modaya yansıması ile beraber yeni yeni adını duymaya başlasak da yıllardır süre gelen bir yaşam tarzıdır aslında minimalizm.
Minimalist giyim tarzı,minimalist sanat,minimalist dekorasyon,minimalist evler,kısaca minimalist yaşam …
Genel söyleyiş itibari ile mottosu ”LESS İS MORE” (az olan çoktur aslında) dur. Kültürümüzden örnek verecek olursak konuya cuk oturan bu atasözümüzün düşündürücülüğü su götürmez:
”AZICIK AŞIM AĞRISIZ BAŞIM”
İki cümle de aynı kapıya çıkar bu felsefe bağlamında. Bir çok sanatçının ,filozofun, bilim adamamının , modacının tercihi olan minimalizm hakkında bir kaç söz ekleyeceğim konunun daha iyi anlaşılması açısından.
“Sadelik, karmaşıklığın çözülmüş halidir”  Steve Jobs
”Karmaşık şeylerin güzel olduğunu düşünmek insanların ortak yanlışıdır. Descartes
”Fakirlik, yoksunluk, eksiklik değildir minimalizm; aksine bilinçli bir tercihtir; zor olanı seçmektir, azla çok yapmaktır.” Ludwig Mies van der Rohe
”Akla, hem de saf akla hitabeden sadece saf akıl ile haz alınan bir güzelliktir minimalizm.” Kant
”Kime yeteri kadarı az gelirse, ona hiçbir şey yetmez. ”Epikuros

Dünyadan gelen yorumlar bu şekilde . Şimdi gelelim asıl konuya . İslamda minimalizm nedir?

”Kanaatkar aziz olur, muhteris(aşırı tutkuları olan kimse-ihtiraslı) ise düşkün olur.”Hadis-i Şerif
“Eğer Ademoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı,muhakkak üçüncü bir vadiyi daha talep edecekti. Ademoğlunun karnını ancak toprak doldurur.” Hadis-i Şerif
“Sizden kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise sanki dünyalar onun olmuştur.”Hadis-i şerif
Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur:
İkamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız ekmek ve su.”
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Zenginlik mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır.”
Bu cümleler tüm söyleyeceklerimi özetler nitelikte olsa da saatlerce yazıyı devam ettirmem münkün . Bir de kıssa eklemek istiyorum.
————————————————————————————————————————————-
Rasûlallah (sav) efendimiz uykuyu bir nevi ölüm kabul ederlerdi. Uyanışı da yeniden diriliş olarak değerlendirirlerdi. Bunun için yatıp kalkmaya büyük önem verirlerdi. Çok uyumazlar, “Mezarda yatacak vakit çok” derlerdi. Uykusu, gaflet uykusu değildi. İbadetleri aksatmazlardı.
Lüks, rahat yataklarda yatmazlardı. Bir gün Hz. Aişe (ra) Kendisine rahat bir yatak hazırlamıştı. O gün teheccüt namazına kalkamadı. “Benim yatağımı eski haline getirin” dedi. “Bu yatak rahat, gece kalkmama mani oldu” diye ilave etti.
————————————————————————————————————————————-
Bir gün Hz. Ömer (ra), peygamber efendimizin hasır üzerinde yatmış, hasırın yüzünde  iz bıraktığını görüp ağlamıştı. Peygamber efendimiz:
– “Neden ağlıyorsun ya Ömer ?”
Hz. Ömer:
– “Sizin şu halinize ağlıyorum. Krallar ve imparatorlar, rahat yataklarda yatarken, siz hasır üzerinde yatıyorsunuz.” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) efendimiz Hz. Ömer’ e:
– “Ağlama! Dünya nimetleri onların, ahiret nimetleri de bizim olsun, razı değil misin? Dünyanın Allah katında sinek kanadı kadar değeri yoktur.” demiştir. (kaynak)
————————————————————————————————————————————-
Günümüzde doyumsuzluk öyle bir noktaya ulaştı ki artık sahip olduğumuz hiç bir şey bizi tatmin etmiyor.Mutlu olamıyoruz ,arayış içindeyiz. Ülkemizde pek yaygın olmasa da yurtdışında evi barkı bırakıp karavanı ile  bir hayat sürenler gün geçtikte çoğalıyor.İnsanlar hayatlarından uzaklaşıyor bu tüketim dünyasının girdabı içinde boğulanlar minimalist yaşamla gelen mutluluk için çabalıyorlar.
Ev eşyalarımızdan kıyafetlerimize , yediğimiz içtiğimiz şeylerden gezdiğimiz yerlere kadar her noktada uygulamaya koyabileceğimiz (koymamız gereken) şeyler var.
Mesela şimdi size Hz Fatıma’nın çeyizindekileri listeleyeceğim:
1. Üzerinde namaz kılınacak güzel bir seccade.
2. Üç adet üzerine oturulacak minder.
3. İçi hurma kabuğu lifleriyle doldurulmuş yastık.
4. Buğday öğütecek el değirmeni ile su tulumu, su testisi, su bardağı,
5. Değirmende öğütülmüş buğdayın kepeğini ayırmaya yarayacak bir elek
6. Elle örülmüş bir battaniye, havlu.
7. Sedir, yani divan.
8. Kadife yorgan.
9. Yere serilecek sofra..(kaynak)
Anlıyorsunuz değil mi meseleyi?
Şimdi evde bir odanıza bakın neler görüyorsunuz ? Mesela oturma odası. üstü yastık dolu koltuk takımınız, dev ekran bir tv , tv  ünitesi,ünitenin raflarında envai çeşit biblo fotoğraf çerçevesi, koltuk aralarında zigonlar, orta sehpa(üstünde örtüsü,onun üstünde ıvır zıvırlar) ,halılar, perdeler , üstünde çeşitli fonlar, Ne kadar uzadı değil mi ? Büyük ihtimal bunların hepsi de rengarenktir 
Kanepelerin ve bazaların altını kontrol etmeyi de unutmayın.Bir çuval kullanmadığınız eşya bulacaksınız. Çıkartın onları evinizden, boşuna sırtınıza yük ediyorsunuz.
Tüm bunlar demek değil ki biz de sadece bir hasır ile yaşayalım. Hz. Allah verdiği nimetleri elbette kulunun üstünde görmek ister.

Sürekli hizmetinde bulunduğun değil, sana hizmet eden eşyalarınız olsun.

Şahsen böyle karışık ortamlarda benim başım ağrıyor. Ne kadar az eşya o kadar huzur diyorum. Renkleri de bu konuda es geçmemek lazım . Olabildiğince doğal tonlara hayatımızda yer vermeliyiz. Doğada var olmayan herşeye karşıyız 
Akımın renk öncüsü SİYAH – BEYAZ a ise diyecek sözüm yok. Efsanevi ikilinin popülerliği sonsuza kadar devam edecek.
Evet odalarımızı gözden geçirdi isek dolabımıza bakabiliriz artık. Can alıcı noktaya gelmiş bulunuyoruz. Dök dolabın hepsini. Korkma dök dök      (Daha can alıcı olsun diye senli hitaba başlıyorum buradan sonra)
Düşün bakalım o eteği(pantolon yoktur zaten hehe) en son ne zaman giydin ? 3 ay ? Yoksa 1 yıl mı ? Hadi ama kandırma kendini emin ol önümüzdeki yıl ve sonraki yıl da giymeyeceksin. Evet ne yapıyoruz o eteği sakince bir kenara ayırıyoruz.(Giyilebilecek olanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz, olmayanları DIY projelerinizde ya da temizlik te kullanabilirsiniz.)
Bu temizlikten sonra yapacağımız en mühim şey bundan sonra alacaklarımıza sınırlandırma getirebilmek. Alışverişe çıkmadan listeleme yapıp dışına çıkmamaya çalışmak en iyi yöntemlerden. İndirimleri takip etmek de cabası. Bunların hepsi sabır işi elbette. Eline aldığın bir eşyayı satın almadan önce sorgula:
-Ne işime yarayacak?
-Ne kadar gerekli?
-Ne sıklıkla kullanacağım?
Bu soruların cevabına kendi çapınızda ufak bir puanlama sistemi oluşturup sonuca göre o eşyayı yavaşça yerine bırakabilirsiniz. Emin olun aldığınız çoğu şeyi ” almadan ” da yaşayabildiğinizi göreceksiniz. Bundan mutlu olmayı öğrenmeniz gerekiyor öncelikle 
(Alışveriş konusunda beni tanıyanların senin gibi olacaksak bu işe hiç bulaşmayalım dediğini duyar gibiyim.Bir yerden sonra alamama hastalığına tutulabilirsiniz   )
Evet yazımı artık bitirmeliyim sanırım . Üstünde uzuun uzuun konuşulacak bir konu olsa da ancak bu kadar özetleyebildim içimdekileri. Ayrıca yazdığım her bir harfi kendi nefsim için de tekrar ediyorum. Bu yolda yolcuyuz hepimiz ve ben de daha fazla kanaatkar bir birey olabilmek için her gün çabalıyorum 
Geçenlerde bir araştırmada sosyal medyada paylaşılan hayat görüşlerinin başkalarını etkileme oranının çok düşük olduğu hatta ters tepki yapabileceğini okudum. Ben sadece içimden geçenleri yazdım umarım ters tepmez sende sevgili okuyucu 
Son olarak bir de size onedio.com dan eğlenceli bir test linki bırakıyorum. Bakalım ne kadar minimalistsiniz? Kendi sonucumu da buraya iliştiriyorum   Benden daha minimalist çıkarsanız yazın yorumlara kıskanadurayım 

Yorumlar

Popüler Yayınlar